bugün

entry'ler (7)

nesilcilik

her yeni gelen nesil, bir önceki neslin kurtuluş fermanıdır. çok önemsememek lazım. daha önce tanımlandığı üzere, silik bir karakter tipinin göstergesi sayılabilir bu eylem. özellikle inci sözlükte revaçtaydı, revaçta. ekşide uzun zaman önce çözülmeye çabalandı bu sorun: önce nesilsiz (n/a) kitle doğdu, ardından komple kalktı bu sanal statüler. an itibariyle 11. nesil mevcut sözlüğümüzde. 12. nesil beklentileri içerisinde belirli bir kitle. görülüyor ki insanların hesapları arkasında var olan kişi pek önemli değil artık. zaten binlercesi gelip binlercesi giderken birkaç kaliteli yazarı nesilden ötürü kaybetmek büyük bir kayıp sayılmıyor. çokluğun yarattığı olumsuz etkilerden bu nesilcilik. arkasında çok daha büyük etkiler gizli; değersizleştirme, yabancılaşma...

yazarların çicekleri

kaktüsüm cam önünde güneşlenirdi. perde çekme eylemim esnasında perdeye takılıp düşerdi. öyle sever ve sulardım onu. her gün kendisini hatırlatırdı bana. zarifti, güzeldi. yazları kısıtlı bir süre zarfında çiçek açardı. gecelerimi şenlendirirdi. çiçek cennetine buradan selam olsun. yokluğunda bile unutturmuyor kendisini.

arapça tabela isteyen suriyeli

mülteci, göçmen, halk, ulus kavramlarının anlamlarını bilen arkadaşlar için çözümsüz bir sorun değildir. verilecek cevap hukukidir hemde de facto olanından.

atom bombası yapmamız lazım diyen müftü

kimileri maddi imkansızlıktan söz etmiş fakat ben diyorum ki yapabilecek olsak dahi yapmamamız gerekendir.
son 50/60 yıldır gerçekleşen atılımları gözden geçirmek lazım. UN'nin dünya barışı için katkılarını, uluslar üstü yapıların desteklendiğini ve en önemlisi küreselleşme çabalarını göz ardı etmemek lazım. Hümanizm sanmıyorum ki geçmişte böyle bir parlama yaşamış olsun. Okur yazar ve eğitilmiş insan sayısı artıyor; hükumetleri bizzat halkın kendisinin yarattığının bilincine varıyor bu eğitilmiş kitle.

Tüm bunlar olurken "atom bombası yapalım, gavurlara korku saçalım" önermesini desteklemek sanırım son günlerde yurdumda terör olaylarıyla insanlığa olan inancını yitirmiş yurttaşın yapacağı bir eylemdir. Hayal kurmanın tehlikeli olduğu bir dönemdeyiz, kabul ediyorum. Bu gerçekler içerisinde her ne olursa olsun kalıbımıza sığmamamız gerektiğini salık veriyorum. Biz eğitimli kitle inancımızı kaybedersek, kitleler peşi sıra gelir. Gelecekte istenmeyen olayların sorumlusu bu kuşak olur.

Bir düşünün derim.

vizeler is coming

sınav kaygısını yalnızca çalışmamaktan alan kimseleri gönül rahatlığıyla donuz listesine eklememizi sağlayan turnusol nitelikli başlık.

milli piyango haram değil sayısal loto haram

açıklamayı yapan kişi gayet ciddi ve söylediklerine inanmış. alaya alınacak bir taraf göremiyorum ben.

aklıma yatmayan kısmı dillendireyim olur da bilen birisi denk gelir yeşillendirir beni.

Ateş, kumarın sonuçlarını söylemiş. Kumar sayılma şartını kötü sonuçlara dayandırıp dar anlamda yorumlamış. Bu dar anlamda yoruma göre de bir iç tutarlılık sağlayıp milli piyangonun haram olmadığı çıkarımında bulunmuş.

TDK "Ortaya para koyarak oynanan talih oyunu" olarak tanımladığına göre kumarı, bir geniş anlamda yorum milli piyangoyu haram kılmaya yetecektir.

Sorun şu: Hangi yorum geçerli ve neden?

Tabi bu islam hukukunu inceleyen arkadaşların konusu.

Modern hukuk sisteminde eksik borç olarak doğan kumar borcunu göz önünde tutarsak haram ya da helal olmasından daha kesin bir çözüme kavuştuğumuzu görür ve bazı detaylara takılmayı bırakırız. Hayatımızı doğmalara göre yaşamayı da tabii ki. Sonuçta islam ne derse desin, borçlar hukuku yürürlükte olduğu sürece kumar hakkında söyledikleri hiç bir hüküm doğurmaz.

şeriat eşittir islamdır

islam şeriatı da kapsar. şeriat islamı kapsayamaz. mantıksal açıdan geçersiz önerme. islam>şeriat bu önermenin düzenlenmiş halidir.

ayrıca yazarın değindiği konuya gelecek olursak, "hangi şeriat?" demek gerek. Yorum farklarını tanrı en doğru biçimde düzeltmediğine göre islam hukuku mezheplerin yorumlarına göre şekillenecektir. Modern hukuk sistemi gibi düşünüp değerlendirmemek gerek.

işte bu sebepten dolayıdır ki bir grup kuranda kafa kesilmesi gerektiği sonucunu çıkarır ve bunu islam hukukuna dahil eder, diğer bir grup böyle bir sonuca ulaşamaz ve kafa kesilmesi (...) yaptırımlara dahil edilmez.

mezhepleri ve dinin güncelleme almadığını unutmamak gerek.